Daha İyisi Mümkün Kastamonu
SÖNMEDEN YURDUMUN ÜSTÜNDE TÜTEN EN SON OCAK!

SÖNMEDEN YURDUMUN ÜSTÜNDE TÜTEN EN SON OCAK!

Fatih Köse

17 Ağustos 2020

0

;

Memur-Sen ile Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesinin düzenlediği ‘Aile Kongresi'nde konuşan Sayın Numan Kurtulmuş'un aileyi önceleyen konuşması bilindik çevreler tarafından linçe tabi tutuldu. Sayın Kurtulmuş yaptığı konuşmada özetle;
“Ailenin bir şekilde yıpratılması, milletlerin geleceğini ortadan kaldıracak en sinsi virüslerden bir tanesidir…İnsanların evliliği gereksiz görmesi, tek yaşanması gibi bir anlayışın geliştirilmesi aileyle ilgili yaşadığımız sıkıntıların önemli kaynaklarındandır.” dedi.

Aileyi savunmanın bile gericilik, yobazlık, kadın düşmanlığı olarak tarif edildiği bir ŞİDDET ve MAHALLE BASKISI yaşıyoruz.

Merhum Mehmet Âkif, “Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak. Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son OCAK” derken Türk Milletinin son AİLESİNİN bacası tüttükçe bağımsızlık mücadelesinin bitmeyeceğini ifade ediyor.

Peki, Âkif'in İstiklal Marşımıza nakşettiği aileyi tehdit eden nedir?
İstanbul Sözleşmesi, 6284 Sayılı Yasa, CEDAW mıdır? İktidar ya da muhalefet midir?

Batı dünyası daha çok zenginleşmek, kazanmak ve konfor içinde yaşamak için iki dünya savaşı ile milyonlarca insanın ölümüne sebep oldu. O kadar ki erkek nüfusu kırılan Avrupalılar artık kadını da yeni “ İŞGÜCÜ ARZI ” olarak görmeye başladı.
Fabrikalarda, ofislerde sadece KADIN İŞ GÜCÜNE ihtiyaç yoktu.
Kadını, erkeği ile birlikte sorun çıkarmayan, disiplinli ve eğitimli mavi ve beyaz yakalıların yetişmesi için bir EĞİTİM SİSTEMİNE de ihtiyaç vardı.
Yanaşık düzende, komutla selamlaşılan, komutla rahat ya da hazır ola geçilen ve insan fıtratına aykırı olarak sadece " AKADEMİK BAŞARI " yı ölçen bu MODERN (!) eğitim sisteminde “DAHA FAZLA KAZANMAK, İŞ SAHİBİ OLMAK, PRESANTABL ve PRESTİJLİ OLMAK ” gibi kavramlar MAVİ ya da BEYAZ YAKALI OLMAK ile eşdeğer tutuldu.
“KİŞİSEL GELİŞİM!” kitapları ile “HEDEFE ULAŞMAK İÇİN HER ŞEY MÜBAH!” güdüsünü süslü cümleler ile sunan bu anlayış, insanları köyünden, mahallesinden, şehrinden ve ailesinden kopararak kendi çarkına dâhil etti.
Akademik Başarısı olan AZINLIK istihdam edilmişti ve fakat “BAŞARISIZ!” olarak ölçülen ÇOĞUNLUK ailesinden kopmuş, kültür ve aidiyet krizi yaşayarak bunalıma sürüklenmiş, üretim becerilerini, kendine güvenini kaybetmiş, evine, köyüne, mahallesine, ailesine küsmüş ve gençliğini okullarda harcayıp bir baltaya sap olamamış ruh hali ile İSRAF EDİLDİ.
Artık kadınlar da PRESENTABL olmalı ve iş dünyasında yer almalı, para kazanmalı…
Aile daha çok zenginleşmeli! Kadının “KARİYER PLANLAMASI” na engel oluşturabilecek ÇOCUK ne olacak? Ötelemeliyiz! Bir kaza ile dünyaya gelirse diye DADI, KREŞ, OKUL ÖNCESİ EĞİTİM var.
Ya yaşlılar?! Akşam işten eve gelince, yarın ki toplantıya hazırlık yapmak gerekiyor. Çocuklar dadıda ama yaşlılar ne olacak?! Modern sitelerimiz, güvenliğimiz, otoparkımız var ama yaşlılara evimizde yer yok. HUZUREVLERİMİZ! var.


EVLİLİK YAŞI GECİKİYOR!


Ekonomimiz üretimden koparılmış 28 Milyon öğrencinin tüketimi üzerine kurulu. (4+4+4) 12 yıl süren zorunlu eğitim milyonlarca gencin önüne sadece ÜNİVERSİTE hedefi koyuyor. Meslek sahibi olmak, tarım yapmak PRESTİJ li ve TİCARİ değil. Milyonlarca genç üretimden çekilerek üniversitelere kaydoluyor. Üniversite çeperlerindeki kafelerde yüksek desibel altında babasının artırdığı harçlığı ile COFFE içen milyonlarca COOL genç işsizin aile kurması öteleniyor. Bu insanlar ne zaman iş güç sahibi olacak, ne zaman evlenecek?!


PEKİ YA ÇÖZÜM NEREDE?!

Çözüm ;
· Metropollerdeki nüfusun Anadolu'ya tersine göçünün planlanarak hayata geçirilmesinde. Sitelerden, apartmanlardan, büyük aile ile yaşanılan bahçeli evleri barındıran mahallelere göçte.
· Akademik eğitimin toplumda yaygınlaştırılması yerine öğrenci nüfusunun %10 u ile sınırlı tutularak 4+4+4 eğitim sisteminin düzeltilerek temel eğitimden sonra mesleki eğitime yönlendirilme ve genç yaşta evliliğin teşvik edilmesinde.
· Kadın öğretmenlerin evinde, mahallesinde, sitesinde çocuklarının ve çevresinin eğitiminde vazife alabilmesi, eğitimli kadınların kendi mahallesinde OKUL DIŞI EĞİTİM de istihdamında.
· Kızlarımızın akademik kariyere müsait olanların akademik kariyere devamında, çalışmak zorunda olanların çalışmasında ve fakat bunların dışındakileri iyi eğitimli birer anne olmaya özendirilmesinde, erkeklerin mesleklerini ellerinden almasının önlenmesinde.

FATİH KÖSE



Diğer yazılar için tıklayınız...

ETİKETLER: aile, istanbul sözleşmesi FATİH KÖSE

YORUM YAP

E-mail adresiniz yayınlanmayacaktır.

DİĞER İÇERİKLER

X